Ey Sabah, Ey Namaz Kılan Adam!

Nefes Alan Sabah’ta
Namaz kılan Adem..

Saat 4, gecenin en karanlık anları şu dakikalar.
Zifiri bir kara.
Yüz yüzü görmüyor.
Herkes uykuda.
Sokaklar bomboş.

Doğrulan bir imam, camiye adımlatıyor bedenini.
Başlıyor o uykusuzlukla; “esselatu hayrun minnen nevm”.
Sokak hala boş, kimse tınlamıyor ve bir ses daha..
ESSELATU HAYRUN MİNEN NEVM” (Namaz uykudan hayırlıdır) diyor müezzin.
Uyanın, emir burada diyor.
Tekrar bakıyorum ki kimse yok.
Kimse uykusunu yarılama derdine girmiyor.

Etraf aydınlandı.
Zifiri kara yerini rengarenk bir haritaya bırakıyor.
Gün doğuyor, sabah oluyor.
Ağlayan gece beşerleri, göğün gözlerini parlatan ışığıyla sonlandırıyor yaşlarını.
Gün şehre duaları kabul olmuş insanın içinde ki heyecanla doğuyor.
İnsanın içini umut kaplıyor.
O renk tabelası insanı tefekküre yorup dertlerinden arındırıyor.

Bu kadar lütuflu ilerleyen bir ömür, her anı tefekkür esintisi.
Gece “umutsuz” bir insanın baş figuranı ve sabah ayette aydınlanmasını nefes almasıyla anlatan “umud” ve açık haliyle kişiyi garip bir mutmainliğe sürüklüyor.
Sabaha temiz, arınmış ve o bütün isyankar gözyaşlarından ayrılıp yürümek için -Bir Namaz Farz Olmalı- değil midir bizlere?

Gecenin umutsuz ve buruk sirayetinin sabahta üzerinden silinmesinin şükrünü etmek, iki rekaatle.. Sizce de gereken değil mi?
Şöyle tüm semt uyuyorken kalkıp soğuk su ile abdest alıp, günah ıslaklıklarını yıkamak, seccadede sadece sen ve rabbin olan yerde, baş başa dertleşmek, en iyide bu saatte insana iyi gelirdi.

Düşünsene, Rabbin gecenin bir yarısı O’nu anmanı, o saatte unutmamanı, o anda O’nunla görüşmeni istiyor.
Belki de sana katacağı maneviyatlar vardır, bir gitte secde et.
Ha ne dersin?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here